Allerjik rinit burnu döşeyen mukozanın (burun membranı veya cildinin) iltihabi reaksiyonu (inflamasyonu) sonucu oluşan hapşırık, burun akıntısı, burunda kaşıntı ve burun içindeki dokuların şişmesi ile karakterize bir hastalıktır. Kulaklar, boğaz, burun ve sinüsler hastalıktan etkilenebilir. Tüm dünya nüfusunun yaklaşık % 20’si alerjik rinitten etkilenebilmektedir. Hayatı tehdit etmemekle birlikte hayat kalitesini olumsuz etkileyen bir hastalıktır.
Allerjik rinitli hastalarda otitis media (orta kulak iltihabı), sinüzit, nazal polip (burun eti), alerjik konjuktivit (göz nezlesi) ve atopik dermatit daha sık görülür. Aynı zamanda öğrenme güçlüğü, yorgunluk hali ve uyku bozukluklarına yol açabilir veya zemin hazırlayabilir.
Çocukluk çağında alerjik rinit erkeklerde daha sık görülmekle birlikte, erişkinlerde erkek-kadın oranı eşitlenir. Hastalık her yaşta başlayabilir fakat sıklıkla 8-11 yaş arası başlangıç olur ve 20’li yaşlarda şiddeti artar.
Hastaların büyük bir çoğunluğunda aile hikayesi mevcuttur. Hastalar hapşırık, burun akıntısı, geniz akıntısı, baş ağrısı, koku almada güçlük, gözlerde yaşarma, gözlerde kızarıklık, boğazda kaşıntı, kırgınlık hali gibi şikayetlerde bulunurlar.
Hastalık polenlere bağlı olarak mevsimsel alerjik rinit veya yıl içinde sürekli (perineal alerjik rinit) olabileceği gibi her ikisinin kombinasyonu şeklinde de olabilir.
Hastaların öne çıkan şikayetleri değişkenlik gösterebilir, kimi hasta burun kaşıntısından ön planda yakınırken, kimi hastalar hapşırıktan, kimileri ise burun tıkanıklığından daha fazla yakınırlar.
Hastalığı tetikleyen faktörler son derece önemlidir. Bu zaman zaman polenler, zaman zaman hayvan tüyleri veya halı akarları olabilir. Sigara, hava kirliliği veya parfüm kokuları alerjik riniti tetikleyebilir.
Allerjik rinit bazı hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Sinüzit bu hastalıkların en başta gelenidir. Bununla birlikte otitis media (orta kulak iltihabı), uyku bozuklukları, dental bozukluklar (diş bozuklukları) ve damak bozuklukları oluşabilir. Burunda nazal poliplerin (burun etlerinin oluşumunu kolaylaştırabilir).
Yapılan araştırmalarda allerjik rinitin genetik temeli olduğu ortaya konulmuştur. Ailede allerjik rinit olması riski artırmaktadır. Eğer her iki ebebeynde de allerji hikayesi varsa hastalığa yakalanma riski daha fazladır.Allerjik rinitli hastaların dikkatli bir sorgulanması sonucu allerjiyi tetikleyen etkenler ortaya konulabilir. Özellikle maytlar, bitkiler, allerjik nevresimle kaplanmayan yatak, yorgan ve yastıklar, hayvan tüyleri, bazı böcekler (özellikle hamamböceği, başlıca etkenler olarak sayılabilir.
Allerjik rinitli hastakarın burun etleri (konkaları) şişer. Burundan şeffaf kıvamda akıntı olur.
Hastaların neye karşı allerjilerinin olduğunun tesbit edilmesi son derece önemlidir. Zira allerjenini bilen hasta o allerjenden kaçınarak hastalığın belirtilerinin ortaya çıkmasınnı önleyebilir. Allerjen tesbitindeki en iyi yol deri (prick) testtir. Bu testte kola bir iğne (lanset) yardımı ile küçük çentikler açılır. Buradan verilen allerjen maddelere karşı reaksiyonlar ölçülür. Bu yöntem dışında kanda spesifik Ig E ölçülmesi yoluyla kandaki allerjen miktarı ölçülebilir. Bu yöntemlerle allerjenin tesbiti sonrasında sınırlı sayıdaki hastalarda immünoterapi yani halk arasındaki tabiri ile aşı tedavisi uygulanabilir ve hastaların allerjene karşı duyarsızlaştırılmasına çalışılır. Allerjik rinitli hastalarda sıklıkla sinüzit birlikteliği vardır. Bu nedenle ayırıcı tanı için sinüslerin direkt grafi veya bilgisayarlı tomografi ile görüntülenmesi gerekebilir.
Teadvide 3 temel yaklaşım esastır;
1.Allerjenden korunma
2.İlaç Teadvisi
3.İmmünoterapi (Aşı tedavisi)
Bunlardan allerjenden korunma ve aşı tedavisinden kabaca bahsedilmiş olup. ilaç tedavisi hekiminizin siz öngördüğü şekilde burun spreylerini ve hapları içerecektir. Fakat unutulmamalıdır ki ilaç tedavisi hastalığı sadece baskılamaktadır. Esas olan allerjenden korunmak yani hastalığın ortaya çıkmasını engellemektir.